Araştırmacılar birçok kişinin anıların depolandığı dönemden daha eski bir zamana ait uzun süreli anılara sahip oldukları iddiasının nedenini araştırmak istedi.
Anketin bir bölümünden katılımcılardan hafızanın açıklanması istendi. Ekip tarafından katılımcıların kullandığı dil, hafızanın içeriği ve tarif edilen hafızanın doğası tespit edilerek bu anketi dolduran kişinin yaşı analiz edildi.
Bu analizlerde bir kişinin yaşlandıkça ilk dönem anılarıyla ilgili bir hatırayı bildirmelerinin arttığı görüldü. Bazı kişilerde anılar resimlerden, kişilerin anlattıklarından ve o dönemde çocuklukla ilgili diğer kişilerin anılarından derlenirken, bazı kişilerin anıları tamamıyla uydurmaydı.
Beyin anıları kendisine göre üretebiliyor. Beynin oluşturduğu bu sahte anıların kişinin hayat hikayesini anlamaya olan ihtiyacından kaynaklandığı düşünülüyor. Olumlu ve tutarlı bir öz anlatı, pozitif bir benlik imajı gelişmiş bir yaşam kalitesi ile bağdaşabilir.
Bu yüzden belki de en erken yıllarımızdan gelen anılarda boşlukları bilinçsizce doldurmak, bunun sağlanmasına yardımcı olabilir. Araştırmacıların bir sonraki hedefi ise beynin hafızanın ne kadarını değiştirdiği yönünde.
Kaynak: Beyinsizler, https://www.sciencealert.com/earliest-memory-may-be-fictional-40-percent-of-people