Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sandığa gitmemek ülkeye ceza vermektir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Böyle bir ortamda şu veya bu sebeple sandığa gitmemek, bize değil ülkeye ve millete ceza vermektir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“Düzce, AK Parti’nin gönül belediyeciliğiyle yoluna devam edecektir”
24 Haziran seçimlerinde yüzde 73 gibi rekor bir oyla şahsımı Cumhurbaşkanlığına layık gördüğünüz için her birinize teşekkürlerimi sunuyorum. Belediye başkanlığında, merkezde ve tüm ilçelerde AK Parti’yi tercih eden Düzcelilerin yine tulum çıkaracağına inanıyorum. Düzce 2023 hedeflerine ulaşmak için AK Parti’nin gönül belediyeciliğiyle yoluna devam edecektir.
“Milli iradenin tecelli ettiği yer seçimdir, sandıktır.”
Şehrimizin ve ülkemizin geleceği için 31 Mart seçimleri çok önemli. Pazar günü Düzce’deki ve diğer illerdeki 80 vilayetinde tüm vatandaşlarımı mutlaka sandığa gitmeye davet ediyorum. Türkiye bugüne kadar karşısına çıkan tüm zorlukların üstesinden şu içinde bulunduğumuz birliğiyle, beraberliğiyle, en önemlisi de milli iradenin üstünlüğüne olan bağlılığı sayesinde gelmiştir. Milli iradenin tecelli ettiği yer seçimdir, sandıktır.
Pazar günü sandığa gitmeyen her vatandaşımız, kendi iradesini oraya gidip oyunu kullananların insafına terk ettiğini bilmelidir. Çünkü seçim sonuçları toplam seçmen sayısına göre değil, sandığa gidip oyunu kullananların tercihlerinin dağılımıyla ortaya çıkar. Kullanılmayan her oy, bu ülkenin ve milletin başına çorap örmek isteyenlerin ekmeğine sürülmüş bir yağ gibidir. Kızgınlık, küskünlük, ders verme hissiyatı başka bir şeydir, sandıkta milli iradeye sahip çıkmak başka bir şeydir.
Böyle bir ortamda şu veya bu sebeple sandığa gitmemek, bize değil ülkeye ve millete ceza vermektir.
“Milletimizin gönlünü kıran, bizim gönlümüzü kırmış demektir”
İnsanın olduğu her yerde hata da vardır, eksik de vardır, noksan da vardır. Önemli olan bunları düzeltme iradesidir. Biz işte bu kararlılığa sahip olduğumuzu söylüyoruz. 16 Nisan halkoylamasının ardından partimizin genel başkanlığına yeniden geldiğimizde bu amaçla teşkilatlarımızda ve belediyelerimizde epey bir çalışma yürütmüştük. Seçim kampanyası sürecinde gördüğüm kadarıyla bu çalışmayı önümüzdeki dönemde de devam ettirmemiz gerekiyor.
İşte buradan, Düzce’den ülkemizin tüm şehirlerimizdeki vatandaşlarıma, kardeşlerime, yol arkadaşlarıma söz veriyorum. Millete ve ülkeye hizmet etmek için kendisine tahsis edilen imkanları çarçur eden, hele hele istismar edenin de bizim dünyamızda yeri asla olamaz. Kim olursa olsun. Milletimizin gönlünü kıran, bizim gönlümüzü kırmış demektir.
Bunun hesabını mutlaka verecektir. Milletimize saygısızlık eden, kibirli davranan, kendini ulaşılmaz yapan herkes, bizi de defterinden silmiş demektir ve yolları da ayırmış demektir. Böyle bir yanlışa diğer partilerin adayları, yöneticileri düşebilir. Ama bir AK Partili asla böyle bir yanlışa düşemez.
“Benim Kürt kardeşlerimin oyları senin ipoteğin altında mı?”
Bu adam Kürt de değil, Kürtler üzerinden istismar yapan ne idüğü belirsiz birisi. Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge var mı? Ankara’da yaşayan Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Siz Özhaseki kardeşim orada dururken oyunuzu soyadı Yavaş olan birine mi vereceksiniz? Benim Kürt kardeşlerimin oyları senin ipoteğin altında mı? Pazar günü bunlara Osmanlı tokadı vuralım. Bu ülkeyi bölemeyeceksiniz, böldürtmeyeceğiz. Sandık namustur. Bu uğurda nice acılar çekilmiştir. Oyunu kullanan herkesten bu sonuçlara yansımasını takip etmesini bekliyorum.
“Bay Kemal’in sıkıntıları var, aynı zamanda bakar kördür”
Bay Kemal, bak sadece Düzce’ye ne yaptığımızı inşallah izlemişsindir. Hiç olmazsa CHP’ye gönül veren kardeşlerim izlemiştir. Çünkü Bay Kemal’in sıkıntıları var, aynı zamanda bakar kördür. Kulağı vardır duymaz, ağzı vardır hakkı konuşmaz çünkü gönlü mühür. Geçen gün Hatay’a gitmiş. Hatay’da başkana diyor ki ‘burada baraj var mı?’ Ben 6 baraj, 3 tane gölet yaptık dedim. O da onu soruyor. Tabii bunların kılavuzu karga. Görüyorsunuz bu kardeşiniz, bu evladınız eserlerle konuşuyor.
“Dikey mimariye asla pirim vermeyeceğiz”
Son 17 yılda Düzce’ye 11 katrilyon lira yatırım yaptık. İnsanın olduğu yerde yatırım noktalanmaz. Orada daha çok yatırımlar olur. Dünya geliştikçe, insanoğlu elhamdülillah nüfusu itibarıyla arttıkça ve bütün bu gelişmeye, bu nüfusa göre oradaki yatırımlar da artacaktır. Bizler de Düzce’mize bunları artırarak devam ettireceğiz. İnşallah burada da Faruk Başkanla beraber dikey mimariye asla pirim vermeyeceğiz. En çok üzerinde durmamız gereken konu bu.
Şimdi şu evlere bakıyorum gayet güzel. Zemin artı 3. Bunun üzerine kesinlikle çıkmamamız lazım. Çıkma balkonların olmaması lazım. Bu kardeşlerimize destek verelim ve çıkma balkonlar olmasın. Depremlerin en tehlikeli, tehdit eden özelliği budur. Düzce depreminden sonra Düzce’de çok büyük değişim oldu ama daha da olması lazım. Bunları da yapalım, bu güzellikleri Düzce’nin tamamında görelim.
Üniversitemiz sadece bölgesinde değil, tüm Türkiye’de bir marka olma yolunda ilerliyor. Düzce merkezde yeni yaptığımız devlet hastanesi, yoğun bakımı, yeni doğan ünitesi ve diğer birimleriyle adeta bir bölge hastanesi gibi çalışıyor. Akçakoca’ya kazandıracağımız devlet hastanesinin yer sorununu çözdük, inşallah yakında inşaatına başlıyoruz. Şehrimizin turizm potansiyelini değerlendirmek için özellikle Karadeniz’e açılan kapımız olan Akçakoca’da çok önemli yatırımları hayata geçiriyoruz. Restorasyonu süren Ceneviz Kalesi ve inşa edeceğimiz yat limanı, şehrin turizmine ciddi hareketlilik getirecektir.