Hiç bilmediğimiz Jüpiter’in Uydularında neler saklı?
Bilim insanları Jüpiter’in etrafındaki bu dört uyduyu, tüm Güneş Sistemi’ndeki en etkileyici hedeflerin arasında değerlendiriyor; fakat neden?
Jüpiter’in onaylanmış 79 uydusu arasından bu dört eski üye, yaşama ev sahipliği yapan derin yüzeyaltı okyanuslarına ait ipuçları ile Güneş Sistemi’nin en ayırt edici jeolojisini sunarak gök bilimcileri oldukça heyecanlandırdı. “Galilean Uyduları” 1610’da onları ilk defa gözlemleyen Galileo Galilei’nin ardından isimlendirildi.
Jüpiter’in en yakın Galilean uydusu Io, kendisini çevreleyen buz benzeri yapılara nazaran dünyevi gezegenlere daha yakın bileşimi ile oldukça olağan dışı. Aynı zamanda Güneş Sistemi’ndeki 400 faal volkan arasında en aktifi olarak biliniyor.
Bu durumun sebebi ise Jüpiter’in yerçekiminin itme-çekme kuvvetleri ile onun etrafında dönen minik komşu uydular tarafından üretilen iç ısı. Aynı “halat çekme yarışı” ısısı, Jüpiter’in ikinci Gelilean uydusunun Dünya’ya nazaran iki kat fazla hacimde derin yüzeyaltı okyanusu bulundurduğu inancını beraberinde getiriyor.
Europa, Io’dan farklı olarak buzlu bir yüzeye sahip; ancak gökbilimciler, organik moleküller dahil olmak üzere yaşamsal bir kimya içeren tuzlu okyanusların, buzun altında barındığını düşünüyor.
Europa eliptik bir yörüngede Jüpiter’in yanından geçtiği zaman uydunun kenarları çekimsel gelgit kuvveti tarafından gerilip esnetiliyor ve merkezden dışa doğru ısınmaya sebep olan iç sürtünme oluşuyor.
NASA olası bir okyanusun varlığını teyit etmek için Europa Clipper uydusunu kullanarak 2020’lerde yakın bir bakış atmayı planlıyor. Europa’nın komşusu Ganymede’in ise kalın buz kabuğu altına saklanmış bir okyanus barındırdığı düşünülüyor.
Tuzlu su okyanusunda kendini gösteren bir elektrik iletkeni tabaka, uydunun manyetik alanını etkilemiş olabilir. Fakat Ganymede’in Jüpiter’e uzaklığı, onda daha zayıf gelgit kuvvetlerinin etkin olduğunu gösteriyor; yani suyun var olması daha az olası bir durum.
Ganymede, Güneş Sistemi’nde yüzeyini zararlı radyasyon ve güneş rüzgarlarından koruyacak “magnetosfer”e sahip olması sebebiyle eşsiz. Aynı zamanda Jüpiter’in en büyük uydusu olan Ganymede, Güneş’in etrafında dönüyor olsaydı bir gezegen olarak kabul edilebilirdi.
Callisto, 4 Galilean uydusu arasında Jupiter’e en uzak olanı. Bu uydu Güneş Sistemi’ndeki en fazla kratere sahip yapılardan biri gibi görünüyor. Çukurlar 2600 km genişliğe ulaşabiliyor ve bu kraterler Güneş Sistemi oluşumunun erken dönemleri hakkında bize pek çok bilgi verebilir.
Çünkü gökbilimcilere göre 4 milyar yıldır yüzey değişmemiş. İnsansız hava araçları onlarca yıldır Galilean uydularının çok yakınından geçiyor ve elde edilen bulgular suyun varlığına ait çok daha büyük olasılıkları destekliyor.
NASA’nın Europa Clipper projesi kapsamında, Avrupa Uzay Ajansı’nın JUpiter ICy moons Explorer olarak da bilinen uzay aracı “aka JUICE”, uyduların gizemli özelliklerini derinlemesine kavramamız için önemli role sahip. Ancak uzay araçlarının Güneş etrafında fırlatılması ve Jüpiter’in büyük çekim kuvvetleri tarafından yakalanması arasında 800 kilometrelik bir mesafe olduğu için bu araçların uydulara ulaşması pek kolay olmayacak.
Eğer aka JUICE bu çetin yolculukta hayatta kalarak uydular arasında dolaşmak için yeterli enerjiyi üretebilirse gökbilimciler, yüzey altında nelerin yattığı konusunda eşsiz bir bakışa sahip olacak -bu durum Dünya’nın da ötesindeki ilk yaşam formlarının keşfi ile sonuçlanabilir.
Editör / Yazar: Emine Kızılkaya
Kaynak: https://www.seeker.com/videos/space/what-secrets-are-hiding-on-jupiters-moons