Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na aktarılmak üzere getirilen yeni mali
yükümlülükler büyük tartışmalara neden oldu. Başta Tüketici Birliği
Federasyonu olmak üzere sivil toplumdan gelen tepkiler üzerine, Savunma
Sanayi Destekleme Fonu’nun gelirlerini artırmak amacıyla düzenlemeler içeren
kanun teklifinden, “limiti 100 bin TL ve üzerindeki kredi kartlarından maktu
katılım payı alınması” maddesi çıkarıldı. Düzenlemenin en ilginç kısmı, limiti 100
bin TL’yi aşan kredi kartlarından savunma sanayii için yıllık 750 TL’lik katkı payı
alınacak olmasıydı. Bu bedel, kişi başı değil, limiti aşan her kart için talep
edilecekti. Tüketicilerle yaptığım sohbetlerde, savunma sanayii destekleme
fonuna katkıda bulunmaktan rahatsızlık hissetmediklerini ifade ettiler. Ancak
bazı tereddütleri vardı. Böyle bir uygulamanın kredi kartları üzerinden hayata
geçirilmesi oldukça ilginçti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
(TCMB) verilerine göre, Türkiye genelinde
banka kartı ve kredi kartıyla yapılan işlem
tutarı, Ocak-Eylül döneminde toplam 10
trilyon 627,3 milyar lira olarak gerçekleşti.
En fazla harcama ise market ve alışveriş
merkezlerinde yapıldı. Ekonomik olarak
vatandaşların zorlandığını, geçimlerini
kredi ve banka kartları ile sağlamaya
çalıştıklarını yazılarımda sürekli
vurguluyorum. Kart borcunu ödeyemediği
için takibe düşen tüketici sayıları
geçtiğimiz günlerde açıklandı. Rakamlar
aileler göz önüne alındığında korkunç bir
tablo ortaya koyuyor. Türkiye’de sadece
asgari ödeme tutarını ödeyerek yaşamaya
çalışan kaç tüketici olduğunu ise
bilemiyoruz.
Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda, kredi kartı üzerinden bir fon
veya vergilendirme yapılmasının doğru bir yaklaşım olarak kabul edilmesi
mümkün değildir. Ülkesinin savunması ve bağımsızlığı için her zaman canıyla,
malıyla destek olan, bir an bile tereddüt etmeyen, kolundaki bileziği bağışlayan bir
milletin mensubu olduğumuzu unutmamalıyız.
Bütün bu tepkilere rağmen teklif kanunlaşmış ve uygulanmış olsaydı, vicdanların
yara alacağı aşikârdı. Umulur ki, bundan sonra yapılması düşünülen düzenlemeler,
başta sivil toplum olmak üzere gerekli istişareler yapıldıktan sonra TBMM’ye
sunulur.
