Dolar 34,5406
Euro 36,0004
Altın 3.010,27
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Yağmurlu
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 12°C

Çocuklarda diyabet görülme sıklığı arttı

Çocuklarda diyabet görülme sıklığı arttı
22 Kasım 2024 11:44
26
A+
A-

Diyabet yalnızca yetişkinlerde değil, çocuklarda da sıkça görülen bir hastalık. Çevresel koşulların etkisiyle son yıllarda diyabet vakalarında artış yaşansa da tıptaki gelişmeler sayesinde hastalar, yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebiliyor.

Diyabet, günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu… Öyle ki, her sekiz kişiden biri yaşamını bu kronik hastalıkla sürdürüyor. Üstelik yetişkinler kadar çocuklarda da görülüyor. Veriler, çocuklarda diyabet görülme sıklığının binde 4 oranında olduğunu gösteriyor.

Çocuklarda çok su içme, çok idrara gitme ve kilo kaybı olduğu zaman mutlaka diyabetten şüphelenilmeli ve bir kan şekeri kontrolü yapılmalı.

Prof. Dr. Heves Kırmızıbekmez Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bölümü

Çocuklarda genellikle Tip 1 diyabet görülüyor

Çocukluk çağında görülen diyabetlerin çok büyük bir kısmını Tip 1 oluşturuyor. Prof. Dr. Kırmızıbekmez, Tip 1 diyabetin ne olduğunu açıklayarak başlıyor sözlerine:

“Tip 1 diyabet vücudun kendi kendine yaptığı otoimmün hastalıklar dediğimiz genetik yatkınlığı olan bir bireyde, çevresel koşulların etkisiyle bir araya gelerek bağışıklık sisteminde yanlış bir çalışma durumu ortaya çıkıyor. Bu durumda vücut kendi hücrelerine, kendi dokularına karşı antikor dediğimiz bazı maddeler üretiyor. Tip 1 diyabet de bunlardan bir tanesi. Yani otoimmün bir hastalık ve pankreasımızda insülin salgılayan hücrelerimize karşı, kanda antikorlar oluşuyor. Bu da insülin hormonunu salgılayan hücrelerimizi harap ediyor.”

İnsülin hormonu bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan hayati hormonlardan bir tanesi… Görevi, besinlerle vücuda alınan şekeri hücrelerin içerisine sokarak enerjiye dönüştürmek. Bunun eksikliğinde ise şeker hücrelerin içerisine giremiyor ve enerjiye dönüşemiyor. Bunun sonucunda da bir dizi sağlık sorunu yaşanıyor.

Peki Tip 1 diyabet hangi belirtilerle kendini ele veriyor? Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Çocuklarda çok su içme, çok idrara gitme ve kilo kaybı olduğu zaman mutlaka diyabetten şüphelenilmeli ve bir kan şekeri kontrolü yapılmalı” diyor.

Enfeksiyonlar çocuklarda diyabeti tetikleyebiliyor

Çocuklarda son yıllarda diyabetin daha fazla görülmesine neden olan çevresel koşulları ise Prof. Dr. Kırmızıbekmez şöyle açıklıyor:

“Çevresel koşulların içerisinde dünyaya geldiğimiz andan, hatta anne karnından itibaren maruz kaldığımız pek çok şey var. Kimyasal maddeler, gıdalarda kullanılan katkı maddeleri, tarım ilaçları, viral enfeksiyonlar… Yine aşırı kimyasal ve dezenfektanların kullanımına bağlı olarak küçük yaşlardan itibaren bağışıklık sistemimizin yeterince gelişemiyor olması. Anne sütüyle beslenmemek, yapay gıdalarla beslenmek, geçirilen ağır hastalıklar, cerrahi müdahaleler ve travmalar da tetikleyici olabiliyor. Bazen de ciddi psikososyal sorunları olan ailelerin çocuklarında böyle otoimmün hastalıkların tetiklendiğini daha fazla görüyoruz.”

Diyabet eğitimi tedavi sürecinin önemli bir parçası 

Tip 1 diyabet tanısı alan bir çocuğun tedavisine ilk önce hastanede başlanıyor. Prof. Dr. Kırmızıbekmez, tedavi süreci konusunda, “Çocuğumuz tanıyı aldıktan sonra genellikle bir hafta 10 gün kadar hastanede izlemeyi tercih ediyoruz. Çünkü vücudun kaybetmiş olduğu sıvıyı, elektrolitleri, besin maddelerini takviye ediyoruz. Aynı zamanda da eksik olan insülin hormonunun takviye tedavisine başlıyoruz. İnsülin takviye ederken de ailelere mutlaka söylüyoruz, bu tamamen doğal bir tedavi. Vücudumuzun ürettiği hormonun aynısı. Vücut yetersiz ürettiği için takviye ediyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Bu süreçte bazı tetkikler yapılarak eşlik edebilecek başka otoimmün hastalıklar açısından da çocuklar değerlendiriliyor. Hastaya ve ailesine verilen diyabet eğitimi tedavi sürecinin önemli bir parçası… Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Profesyonel bir diyabet hemşiresi, uygulamaları günlük hayatlarını aksatmayacak şekilde nasıl yapacaklarını hem çocuğa hem aileye öğretiyor. Diyetisyenler de yine hangi besinin içeriğinde ne yer aldığını detaylı bir şekilde anlatıyor. Hastalar diyabeti kendi başına yönetebilecek hale geldikten sonra da taburcu ediliyor” diye konuşuyor.

Teknolojik gelişmeler diyabetle yaşamı kolaylaştırıyor

Diyabet ömür boyu tedavi gerektiren bir hastalık olsa da teknolojik imkanlar sayesinde artık hastaların işi daha kolay. “Teknolojinin gelişimiyle birlikte vücudun üretemediği insülini takviye etme yöntemlerimiz değişiyor” diyen Prof. Dr. Kırmızıbekmez, bilimsel gelişmeleri şöyle anlatıyor:

Diyabeti olan çocuklar yaşamını normal şekilde sürdürebiliyor

Çocuklarda diyabet söz konusu olduğunda merak edilen bir başka konu ise yaşamlarını akranları gibi sürdürüp sürdüremeyecekleri… Öncelikle Tip 1 diyabeti olan çocukların besinlerinde herhangi bir yasağın söz konusu olmadığının altını çizen Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Sağlıklı olmak koşuluyla herhangi bir besin kısıtlamamız yok. Bizim yemesin diye önerdiğimiz besinler, tüm çocuklar için geçerli… Tip 1 diyabeti olanların diğer çocuklar gibi tüm besin gruplarını içeren öğünlerle beslenmesi gerekiyor. Tüm çocuklar gibi sağlıksız gıdaları tüketmemesi gerekiyor” ifadesini kullanıyor.

Diyabet günümüz koşullarında artık korkulacak bir hastalık olmaktan çıktı. Bu hastalıktan muzdarip çocuklar, kan şekerini hedeflenen sınırlarda tuttuğu sürece akranları gibi bir yaşam sürebiliyor.

KAYNAK: TRT HABER

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.