Dolandırıcılar Taktik Değiştiriyor: Yeni Tehlike “Kapora” Tuzağı
Gün geçmiyor ki dolandırıcılar yeni yöntemler geliştirerek vatandaşları mağdur etmesin. Teknolojinin sunduğu kolaylıkları kötüye kullanan bu kişiler, her geçen gün daha karmaşık ve ikna edici senaryolarla karşımıza çıkıyor. Özellikle dezavantajlı grupları hedef almada oldukça mahirler. Kimi zaman yaşlılar, kimi zaman işsizler veya teknolojiden yeterince haberdar olmayan bireyler bu tuzaklara düşebiliyor.
Toplumun her kesiminden dolandırıcılık mağduru hikâyeleri duymak artık sıradanlaştı. Bir anlık dikkatsizlik, tüketicilere hem ekonomik hem de psikolojik olarak ağır bedeller ödetiyor.
Eskiden kendilerini polis, savcı veya jandarma olarak tanıtan dolandırıcılar, artık bu yöntemle yeni kurban bulmakta zorlandıkları için taktik değiştirmiş durumdalar. Son zamanlarda özellikle yaş almış bireyleri hedef alan yeni bir dolandırıcılık yöntemi gündemde: Kapora yalanıyla ödeme istemek.
Bankacılık Uygulaması Yeni Tuzağa Dönüştü
Bazı bankalar, müşterilerinin acil nakit ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için “tanıdıklarından anlık para isteme” özelliği sunuyor. Bu sistemde, kişi uygulama üzerinden bir tanıdığından para talep edebiliyor ve karşı taraf onayladığında istenen tutar anında hesaba geçiyor.
Normal şartlarda oldukça faydalı olan bu sistem, dolandırıcıların elinde yeni bir tuzağa dönüşmüş durumda. İnternette ilanları takip eden dolandırıcılar, bir ürünün satıcısıyla iletişime geçerek ürünü almak istediklerini ve kapora göndereceklerini söylüyor. Satıcı, hesabına para gelmesini beklerken, aslında bankacılık uygulaması üzerinden “para gönderme” onayı vermesi için kandırılıyor. Gelen bildirimi okuyup anlamadan onaylayan kişiler, farkında olmadan dolandırıcının hesabına para transfer ediyor.
Yaşlılar ve Dijital Okuryazarlığı Düşük Kişiler Risk Altında
Bu dolandırıcılık yöntemi özellikle yaşlılar veya bankacılık uygulamalarına hâkim olmayan bireyler için büyük bir tehlike oluşturuyor. Uygulama bildirimleri dikkatle okunmadan yapılan her onay işlemi, dolandırıcılara davetiye çıkarıyor. Son günlerde artan şikâyetler ve haberler, bu yöntemin ne kadar yaygınlaştığını ve mağdur sayısının azımsanamayacak kadar fazla olduğunu gösteriyor.
Sorumluluk Kimde?
Bu noktada bankacılık sektörü başta olmak üzere ilgili tüm kurumların, olası dolandırıcılık vakalarına karşı teknolojik ve hukuki tedbirleri artırması büyük önem taşıyor. Ne var ki şifre veya onay kullanıcı tarafından verilmişse, mağduriyetin giderilmesi hukuki olarak zorlaşıyor.
Bu nedenle tüketicilere büyük sorumluluk düşüyor. Özellikle dijital işlemlerde, acele etmeden, dikkatle okumadan onay vermemek gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, her dikkatsiz işlem bir dolandırıcılık hikâyesine dönüşebilir.