Genel

2026 Programında Umut Veren Tüketici Adımları

2026 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, Ekim ayı sonunda Resmî Gazete’de yayımlandı. O tarihten bu yana yoğunluk nedeniyle inceleme fırsatı bulamamıştım. Okulların ara tatilini fırsata çevirerek kıyıda köşede kalmış bazı notları yeniden masaya yatırma imkânım oldu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan programda tüketici haklarının unutulmadığını görmek memnuniyet verici. Programda, öğrencilerin erken yaşlarda tüketici hakları konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Bununla birlikte, üretici ve tüketici haklarının korunduğu, kalite odaklı, kolay ve düşük işlem maliyetli bir ticaret ortamı oluşturulması amaçlanıyor.

Programın en önemli başlıklarından biri de tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuatın gözden geçirilecek olması. Bu sayede hassas tüketici gruplarına yönelik özel tedbirler devreye alınacak ve uygulamalar güncellenecek.

Mevzuatın değişen şartlara uyumlu şekilde yenilenmesi büyük önem taşıyor. Zira tüketici şikâyetlerindeki artış ve çeşitlilik dikkate alındığında mevcut düzenlemelerin zaman zaman yetersiz kaldığını gözlemliyoruz. Başka bir deyişle, kimi alanlarda yaptırımlar caydırıcılığını yitirmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde bir sohbet sırasında, yasal olmayan bir reklamı bile bile yayımlayıp cezasını bütçesine yazan firmaların varlığından söz edildi. Bu durum ya düzenlemelerin ya da cezaların yetersiz olduğunu gösteriyor.

Programın dikkat çeken bir diğer maddesi ise ilköğretim müfredatına “bilinçli tüketici” içeriklerinin eklenmesi. Böylece öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren temel tüketici hakları konusunda bilinçlenmesi sağlanacak. Uygun seçmeli derslerin programlarında da bilinçli tüketime yönelik içeriklere yer verilecek. Atalarımız boşuna söylememiş: “Ağaç yaşken eğilir.” Çocukların hayata bilinçli tüketici olarak başlaması son derece önemli.

Burada uygulayıcılara küçük bir öneride bulunmak isterim: Okullarda gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve bilgilendirme etkinliklerinde çocukların teorik bilgilerden ziyade pratiğe dayalı anlatımlara daha fazla ilgi gösterdiğine şahit oluyoruz. Ders kitaplarında konu yer alsa da, uygulama olmadığında bilgiler zihinlerde kalıcı olmayabiliyor. Tıpkı “gezi–gözlem” dersleri gibi, çocukların alışveriş ortamında uygulamalı eğitim almasının çok daha etkili olacağı kanaatindeyim.

Bu sayede çocuklarımız; ihtiyaç listesi hazırlamanın önemini, alışverişte etiket okumayı, fiş ve fatura almanın gerekliliğini, garanti belgesi ve kullanım kılavuzunun ne işe yaradığını, bir sorunla karşılaştıklarında nereye ve nasıl başvurabileceklerini yerinde görerek ve deneyimleyerek öğrenebilirler.

Küçük bir katkıda benden olsun istedim.

Son Haberler

Otellerde kimlik fotokopisi dönemi sona erdi

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK), otellerde müşterilerden kimlik fotokopisi alınması…

17 saat ago

İstanbul ve Ankara’ya ilk kar ne zaman düşecek?

İstanbul ve Ankara'da mevsim normallerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle yakın vadede şehir merkezlerinde etkili bir kar…

2 gün ago

Birisi bizi kandırıyor!

TÜİK tarafından açıklanan 2025 Kasım ayı TÜFE rakamını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksi Çalışma Grubu…

5 gün ago

Okula başlama yaşı değişecek mi?

Okula başlama yaşı değişiyor mu? Milli Eğitim Bakanlığı yeni düzenleme için çalışmayı başlattı. Amaç akran…

5 gün ago

Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı

Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı. Kasım ayında enflasyon 0,87 oldu. Yıllık…

7 gün ago

Kumarın yasalı, yasadışı olanı yoktur

Artık kendimizi kandırmayı bırakalım: Kumarın yasalı, yasadışısı yoktur. Hangi tabelanın altında oynanırsa oynansın kumar kumardır;…

1 hafta ago