ÜCRETLİ YOL MU, ÜCRETSİZ EZİYET Mİ?

Elbette kimsenin keyfi kaçsın istemiyoruz. Fakat biz görmez, yazmaz, söylemez ve nihayetinde yetkililerin dikkatini çekmezsek hepimizin keyfi kaçmaya devam edecek.
Radar tartışmaları ile geçen bir bayramı geride bıraktık. Özellikle sosyal medya ve ana akım medyada çokça tartışıldı. Kamunun trafik kazalarını azaltmak için aldığı önlemler,bayramda yollara dökülen sürücüleri adeta çileden çıkardı. Sabit olanlara seyyar radarlar da eklenince tartışmalar adeta küçük bir isyana dönüştü.
Peşinen söyleyeyim, insan yaşamını korumak için alınan her türlü tedbiri saygı ile karşılıyorum. Zira ülkemizde bir uygulamanın hayata geçirilmeden önce mutlaka tecrübe edilmesi gerektiği gerçeği ile bir kez daha karşı karşıya kaldık.
Bu bayramda karayollarında uygulanan hız limitleri ve radar uygulamaları, Ulaştırma ve İçişleri Bakanlıklarını trafik güvenliği ve adil denetim için ortak bir komisyon kurmak zorunda bıraktı. İddia; trafik levhalarında teknik hata olduğu yönünde. Bu gelişme üzerine iki bakanlık ortak bir komisyon oluşturarak tüm Türkiye genelindeki trafik levhaları ve radar uygulamalarının yeniden incelenmesi yönünde karara vardı. Sonucun, eğer varsa yapılan haksızlığın giderilmesi yönünde olmasını temenni ediyoruz.
Bu tartışmalar sürerken, tüketicilerin dikkatini çok önemli olduğuna inandığım başka bir konuya çekmek istiyorum. Bunun başlığını da “ücretli yol mu, ücretsiz eziyet mi?”olarak belirledim. Zira, uzun yolu tercih edecek tüketicilerin,bütçelerini belirlerken yakıt parası ile birlikte ücretli yolları da dikkate alması artık elzem gözüküyor. Kazara yolculuğunuzu daha tasarruflu olsun diye ücretsiz yollardan tercih ettiğiniz takdirde bozuk yollar gibi büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacağınızı hatırlatmak isterim. Karayolunda seyir halinde iken kazaya sebebiyet verecek şekilde bozulmuş yol nedeniyle can veya mal yahut her iki zararın meydana gelmesi durumunda, yolun sorumlu olduğu idare zararı tazmin etmekle yükümlü. Ama kurumların gerekli tedbirleri olası kazalardan önce alması gerekmez mi?
Bayram sonrası il dışına yaptığım bir yolculukta bu durumu tecrübe etme şansı buldum. Yolculuğunuzu ücretli yollardan yaptığınız takdirde bir sorun yok, keyifli ve konforlu bir yolculuk sizi bekliyor. Fakat kazara ücretsiz yolları tercih ederseniz amiyane tabirle delik deşik yollarda seyahat etmek zorunda kalıyorsunuz. İnsanın aklına ister istemez acaba tüketicilerin ücretli yolları mı tercih etmesi isteniyor sorusu geliyor. Bu gerçek ile yüzleşmek isteyen İzmir- Bursa yolunu parasız olarak tercih edebilir. Adeta kaza yapmamak için büyük mücadele vermek zorundasınız. Usta şoför olmanız da sonucu değiştirmiyor. Ya ücretli yolu tercih ederek yolun sonunda 920 TL ödeyeceksiniz ya da her türlü riski alarak ücretsiz yolu. Mesafe, yol uzadıkça çıkan fatura kabarıyor.
Aynı hissi Sakarya dönüşünde de yaşamıştım. Bozuk yollarda adeta dans ediyorsunuz. Bu yolları kontrol eden veya buralardan geçen bir yetkili yok mu diye aklınızdan geçiyor ister istemez. Günün sonunda tüm bu yaşadıklarınız sizi ücretli yolu tercih etmek zorunda bırakıyor.
Son olarak bunu da yazmaktan kendimi alamıyorum. Eğer bir navigasyon yardımı ile yolu takip etmeyi tercih ederseniz sizi ısrarla ücretli yola yönlendirme gibi olağan üstü bir gayret içinde olduğunu fark ediyorsunuz. Haliyle yazılım bu. Eğer yol tabelası takip etmiyorsanız kendinizi paralı yolda bulmanız an meselesi, benden söylemesi.
Acil olarak bir komisyon da ülkemizdeki yolların durumu ile ilgili kurulmalı. Can ve mal kaybının olmaması için olası mağduriyetlerin önüne geçilmeli. Aksi halde bu sorular aklımızı sürekli kurcalayıp duracak.
eetiket dergisinini okumak için; https://drive.google.com/file/d/1aAG9PFd5t-K_CwA4OJW8jANTQJfbqwKK/view
Yüreğine kalemine sağlık üstat.
Eyvallah